Şamanik yolculuk yoluyla hem kendi hem de çevremizdeki herşeyin olağan dışı doğasıyla bağlantı kurabiliriz. Fakat, bu yolculuğa çıkmadan önce, önümüzdeki yol için gerekli herşeyi yanımıza aldığımızdan emin olmamız gerekir. Jose Stevens, şamanik yola girmenin ve bu yolda başarılı bir şekilde seyretmenin, yeniden uyanmamızda gerekli olan kalıtsal “araçları” edinmemiz olduğunu açıkça belirtir.
Dünya üzerindeki şamanların anlayışına göre insanlar, alet çantalarında, şifalanmayı sağlayan ve özgürlüğü arttıran üç ayrıcalıklı araçla donanmış olarak doğarlar. Bu kullanıcı dostu ve son derece sıradan olan araçlar, özellikle bilim ve batıdaki psikoloji alanlarında, genellikle basit olarak kabul edilir ve saygı gösterilmez. Bu araçlar hakkında bilgisi olanlar bile onları yanlış yorumlar ve gerçek önemini anlamazlar. Diğer yandan şamanlar, bu araçları geliştirmenin ve onlarda ustalaşmanın önemine işaret ederler çünkü bunların şamanın gücünün anahtarları olduğunu bilirler.
Bu şamanik araçlar, aynı matkap ya da ingiliz anahtarı gibi, kendiliklerinden çalışmazlar. Alet kutusunun içinde kullanılmayı beklerler. Diğer bir deyişle, bu araçlar yalnızca niyetle desteklendiklerinde ve istemli bir odak ve isteklilikle kullanıldıklarında çalışırlar. Şamanlar, diğer gündemler söz konusu olduğunda –zihin düşmanlık, acı çektirme, rekabetçilik ve benzeriyle meşgul olduğunda –araçların etkin kullanımının zorlaşacağını bilirler. Bununla birlikte, bu araçlar öylesine güçlüdür ki, birinin yalnızca onları ele alma istekliliğiyle bile olağan dışı işlerine başlayacaklardır.
Şükran
Alet çantanızdaki ilk şamanik araç, kalbi açmak için tasarlanmış bir tavır ve yönelim olan şükrandır. Şükran, ruh dünyasına girişler, pencereler ve kapılar açmak için tasarlanmış yüksek düzeyli bir titreşimdir.
Şamanik açıdan Ruh, şamanın konsensüs rüyası olarak kabul ettiği gündelik gerçeklikte, çıplak göze görünür değildir. Buna karşın şaman, Ruh’un, dünyayı oluşturan bu dekorun hemen ardında gizlenmiş biçimde, ışık ve özgürlükle dolu olarak farkına varılmayı ve kullanılmayı beklediğini bilir. Ruh, son derece zeki biçimde, stratejik yerlere, eğer açılırlarsa gündelik dışsal dünyadan tüm cevapların bulunduğu ve tüm sorunların da aslında yanılsamalar olduklarının açığa çıktığı içsel gerçekliğin gücüne doğrudan giden girişler yerleştirmiştir.
Bu girişler her yerdedir ama bunların başlıcaları bize o denli yakındır ki onları gözden kaçırmamız olanaksızdır. En ulaşılabilir olanı, hemen çenenizin altında, göğsünüzün tam ortasında bulunan kalptir. Onu nasıl olup da gözden kaçırdığınızı anlamak güçtür, yine de bir kalp krizinin şanssızlığını yaşamadığımız sürece, onu her gün ihmal ederiz.
Şamanlar “kalpleriyle” görürler. Yeni Zelanda’da yaşayan Maoriler gibi şamanik kabileler, deneyimlediğimiz fiziksel dünyanın gerçekte her bireyin kalbinden gelen bir yansıma olduğuna inanırlar. Mayalar ve And dağlarında yaşayan Q’ero kabilesi de bu temel anlayışın kendi versiyonlarına sahiptirler. Onların şamanları, ego tarafından yaratılan kişisel önemin, bu güçlü kalp kapısını kapalı tutarak, Ruh’un ışığının ondan geçmesine engel olmaya adanmış olduğunu bilirler.
Ego bunu, kalbin kapısını ruh dünyasına kapalı hale gelinceye dek kapalı tutarak başarır. Kapılar yalnızca belirli bir titreşime ulaşıldığında açılırlar, yani belirli bir düzeyin altında kalmak açılmalarını engeller. Titreşimi düşük tutan şeylerin hepsi de tanıdık illetlerdir: korku, düşmanlık, kişisel önem, depresyon, kendinden şüphe etme, kinizm ve hüsran. Bunlar yüzünden birçok insanın kalbi çoğunlukla kapalıdır ve bu da göğüslerinde kötü bir his oluşturduğu gibi, acı ve çileden ana kaçış yolunu da kapatırlar – yani açık bir kalbi.
Şükran, parazit sahte kişiliğin girişimlerine karşı gelir ve kalp-açma sürecini başlatmak için titreşimi yeterince yükseltir.
Şükranın armağanları bereketlidir. Burada şükranın sizin için gerçekleştirebileceklerinin yalnızca bazıları verilmiştir:
1. Şükran deneyimleri yeniden çerçeveler, böylece sorun gibi görünen veya pek de önemi bulunmayan birşey bunun yerine iyi bir şeye dönüşür. Örneğin,evinizin önündeki ağaç için şükran duyarsanız, onu görmezden gelmeyi durdurur, bunun yerine sizin için olan armağan ve faydalarına odaklanırsınız. Dünya, şükran duyduğunuz için, birdenbire daha güzel bir yere dönüşür.
2. Şükran duyduğunuz zaman, kendi dışınızda birşeyle bağlantı kurar ve diğerlerine ya da Ruh’a bağlı olduğunuzu fark edersiniz. Diğer bir deyişle, şükran duymak yöneliminizi bir anda kişisel önemden öz-referanslamaya değiştirir ve hepimizin birbiriyle bağlantılı olduğunu hatırlatır.
3. Şükran, yararınıza olanları arttırır çünkü Ruh size daima farkına varıp, teşekkür ettiğiniz şeylerin daha fazlasını vermeye eğilimlidir. Şükranınız ne kadar büyükse, şükran duyduğunuz şeylerin daha fazlasını alırsınız.
Görmek
Alet çantanızdaki ikinci muhteşem araç görmedir. Bir şaman için “görmek”, Ruh’un gerçek doğasını tüm gerçeklikte kendini gösterdiği şekilde açıkça görebilmek için, cehaletin perdelerini, dünyanın sahte görünümünü yırtıp geçmektir. Diğer geleneklerde bağışlayıcılık ve şefkat olarak bilinir. Görmek, suçlama, suçluluk ve utancı salıvermek için en güçlü yöntemdir.
Görmek, içimizdeki savaşı sonlandırdığı gibi dışarıdakilerle olan çatışmaları de çözerek genişleme ve işbirliğinin yolunu açar. Sahte kişilik, bağışlamanın ve şefkat duymanın zayıflık olduğuna ve bunun başkalarınca kullanılmak için yeni bir tuzak olduğuna sizi ikna etmeye çalışır. Ayrıca, ne sizin ne de başkalarının hiçbir değeri olmadığına ve bu yüzden kötü muamele ve öz-nefreti hakettiğinize de sizi inandırmaya uğraşır. Görmek bu korkunç algıları olanaksız hale getirir. Gerçeği görmek, sizi suçluluğun korkunç stresinden kurtarır ve bu da enerjimizi kalbimizi ve ruh dünyasına diğer kapıları açabileceğimiz biçimde değiştirmemize izin verir.
Şamanlar “görmek”ten bahsederken, gerçekte, bilinçli zihnin dünyaya yansıttığı yansımalar ve çarpık düşünceleri ve bunların tüm biçimlerini temizlemeyi anlatırlar.
Şamanlar, bu yansımaların körleştirici ve bilinmeyene duyulan korkuya dayalı sonu gelmez yanlış anlamalar ve varsayımların kaynağı olduklarını bilirler.
Görmenin anlamı, gerçeği algılıyor oluşumuz ve bundan dolayı düşmanlık, suçlama, korku veya önyargılara yer olmayışıdır. Bu nasıl gerçekleşir? Şamanik yolla gördüğümüzde, Ruh olduğumuzu ve kısa bir süre için dış görünüşe aldanmış ve kafamızın karışmış olduğunu biliriz. Egonun yaratmış olduğu sahte kişilik yalnızca hezeyanlı bir yapıdır ve dünyayla ilişkisinde bizim ve diğerlerinin sığındığı yalanlar yaratmaya eğilimlidir.
Şamanlar, insanların görmeyi öğrenmeye başladıkları zaman neredeyse sınırsız güce ulaşabileceklerini çünkü engin yaşam ağıyla çok yakın bağlantıda olduklarını fark ettiklerini söylerler. Şaman için, gerçekliğin ve benliğin gerçek doğasını görmek büyük bir güçtür; bu, kendini gerçekleştirmek ve sonunda da aydınlanmak için gerekli bir beceridir.
Kutsama
Şimdi şamanik alet çantamızda bulunan, herkesin doğuştan sahip olduğu, üçüncü muhteşem güç aracına geliyoruz: kutsama becerisi.
İnsanlar genel olarak işlevlerinin ne olduğunu bilmezler ve işlerinin gerçekte dünyayı kutsamak olduğu akıllarına gelmez. Çoğu insana yiyeceklerini kutsamaları öğretilmiştir; kutsamayı yemekte gevelenen, anlamsız ve kalpten gelmeyen birkaç sözcük olarak düşünürler. Bunun, şamanların kutsamayla anlatmak istedikleriyle ilgisi yoktur.
Kutsama, tanıklık etmekte veya deneyimlemekte olduğumuz herşeyde Ruh’un kendisini gösterdiğinin farkına varma sanatıdır. Varlıksallığın büyük akışının yediğimiz şeyde veya gördüğümüz manzarada ya da sevişirken, temizlik yaparken veya araçlarla yaratırken deneyimlediklerimizde bulunuşunun farkına varmak ve kabul etmektir. O Varlıksallık manzarada, bedenlerimizde, şimdinin her anında sürekli akar ve ona tanımlanamaz bir canlılık ve yaşam gücü verir. Oysa ki, fiziksel düzlem, çoğuna Ruh’un yokmuş gibi geldiği örtülü bir evren olarak görünür.
Şamanik olarak konuşursak, çoğumuz dünyayla, derin bir hipnoz içerisinde, artık Ruh’un varlığının farkına varamadığımız derin bir uyku durumundan etkileşiriz. Uyuyan yalnızca biz değil, aynı zamanda dünyanın da büyük bir bölümüdür. Yani, görevimiz uyanmak ve çevremizdeki herşeyi de uyandırmaktır. Bu uyanma eylemi “dünyayı kutsama” olarak adlandırılabilir.
Peki kutsadığımızda ne olur ve etkin bir biçimde nasıl kutsayabiliriz?
Kutsamak, canlı olduğunuzun ve Ruh’un sizden akmakta olduğunun bilincine varmak demektir. Bu anlayış, Ruh’un çevrenizdeki herşeyden aktığını, sizden akmakta olanın herşeyden de aktığını ve herşeyin aynı olduğunu görmenize izin verir. Böyle birşeyi gördüğünüz veya hissettiğiniz zaman “Ben Ruh’um. Uyanmamıza izin ver. Gördüğüm herşeyde Ruh’u uyandırmamıza izin ver” gibi birşey söyleyin.
Bunları söylediğiniz sırada çevrenize bakabilir, onları elleriniz ve kollarınız açık biçimde kutsayabilir ve herşeyi herşeyin içinden büyük bir tutku ve huzurla akmakta olan Ruh’un inanılmaz gücüne uyandırabilirsiniz. Bu uyandırma uygulaması kadar güçlü olan çok az uygulama vardır. Eğer kutsamanıza farklı birşey eklemek isterseniz, deneyimlemekte veya tanıklık etmekte olduğunuz herşeye kalbinizin derinliklerinden gelen bir esenlik armağını verebilirsiniz.
“Sana büyük bir mutluluk ve sevgi veriyorum. Buraya gelen veya buradan geçenlerin tümü sevinç, bereket ve esenlikle kutsansın” diyebilirsiniz. Alacağınız şey verdiğinizdir, bu yüzden hayal edebildiğiniz en iyi şeyi verdiğinize emin olun.
Kutsamak, aklın alamayacağı denli güçlüdür ve belki de hepsinin içindeki en güçlü araçtır çünkü o Ruh’a ulaşan arka yoldur. Yine de, eğer şükran duymuyorsanız ve bağışlamanın gerekliliğini görmemişseniz, kutsamak zordur. Bu üç araç, güç merkezi üçlüsü olarak birlikte çalışırlar. Fiziksel evrenin en önemli özelliklerini oluştururlar: Gerçek, Sevgi ve Enerji. Her araç her bir bileşenle işler. Şükran gerçeğin farkına varır, sevgiyi iletir ve enerjiyi yükseltir. Görmek gerçeği söyler, sevgiyi oluşturur ve enerjiyi serbest bırakır. Kutsamak gerçeği kabul eder, sevgiyi yayar ve olağanüstü miktarda enerjiyi açığa çıkarır.
Alet çantanızda şamanik araçlar olduğunu daima anımsayın. Etkin hale gelebilmek için istemli kullanımlarını gerektiriyorlar. Bu üç araç, düzenli kullanımla özgürleşmek, kendini gerçekleştirmek ve yaşamda ustalık kazanmak için gerekenlerin tümü. Peki beklemek niye?
Sandra Ingerman ve Hank Wesselman
2012 © GoldenReiki. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Programlama Burak Değerliyurt