Yazılar

Yaşamın Evreleri

İşittiğiniz sadece eğlencenin sesidir. Evren neden var? Nataraja’nın dansını gördünüz mü? O sadece dans ediyor öyle değil mi? O yaradılışın dansını yapıyor. En basit ifadeyle yaşamı kutluyor. Herbirimizin yaşamı nasıl kutlayacağını bulması gerekiyor. Gelen her ne ise- kabul edin ve keyif alın. Ne istiyorsanız onu yaratın.

Yaşam dört evreden oluşur;

———–İlk evrede; yaşamın bilgili olmak, bedenimizi sağlıklı ve güçlü yapmak anlamına geldiğini düşünürüz Bu evrede eğitime, çeşitli beceriler kazanmaya ve geleceğimizi yaratmaya odaklanırız.
———–İkinci evrede; sağlığınız yerinde, evlendiniz, ailenize karşı yükümlülüklerinizi yerine getirdiniz. Yaşamın keyfini çıkarın ve istediklerinizi yapın.
———–Üçüncü aşamada yaşamınızı kurdunuz, arzular bitti. Bu aşamada ailenizle birliktesiniz, ancak kendinizi onlardan ayrı hissediyorsunuz. Dünyaya hizmet etmelisiniz. İnsanlarla ilgilisiniz, kişisel beklentilerin ötesine geçtiniz.
———–Dördüncü ve son aşamada dünyaya bağlı değilsiniz. Bu aşama özgürlüğü aradığımız aşama.

İlk aşamada kalmanız mümkün değil çünkü bir süre sonra her şey anlamını yitirir. İkinci aşamaya geçmek ve mutluluk ve acıyı deneyimlemek zorundasınız. Bu da bir süre sonra anlamını yitirir ve üçüncü aşamaya insanlara hizmet aşamasına geçersiniz. Bir süre sonra bu bile anlamını yitirecektir. Ve tüm bunların sonunda özgürleşme (aydınlanma) gelecektir. Eğer aydınlandıysanız; aynı dağlar, aynı yıldızlar size daha önce gördüğünüzden farklı görünür. Dünyadan keyif alır ve bu dünyanın ötesine geçersiniz. Yaşam bir oyundur. Ancak bunu çok fazla ciddiye alıyorsunuz. Çalışmaktan özgürleşmek gerekir. Bu hiçbir iş yapmamak anlamına gelmiyor. Yaptığınız işi iş olarak görmemeniz anlamına geliyor. Onu da oyun gibi görmeye başlıyorsunuz. Herşeyi oyun gibi görebilmelisiniz. Bilmelisiniz ki her şey aşılması gereken bir safha. Herşey bir süre sonra sona erecektir, kalıcı hiçbirşey yoktur. Düzen düzensizliğe doğru ilerler, zayıf biri güçlü, güçlü olan zayıf, entelektüel olanlar bilgisiz, bilgisiz olanlar entelektüel olabilir; aşk nefrete, nefretse aşka dönüşebilir. Bu evrenin kanunudur. Bunlara engel olamazsınız. Bunu kabul etmelisiniz. Kabul ettiğinizde, hayattan keyif almaya başlarsınız. Yaşamla oyun oynarsınız.

İşte bu yaşam SEVİNCİDİR.

Herşeyi soğana benzetebilirsiniz. Eğer soğanı kabuk kabuk soyarsanız sonunda bir şey bulamazsınız. Aynı şekilde yaşam deneyimlerinize bakarsanız, farkındalık, Tanrı ya da başka bir şey, sonunda fark edeceğiniz; hiçliktir – sadece sessizlik. Yaşam YAŞAMA – sanatıdır – çözülmesi ya da anlaşılması gereken bir şey değildir, hepsi budur. Herşey bu sessizlikten doğar ve bu sessizliğe doğru gider. Sizde bu sessizlikten doğdunuz ve bu sessizlikle bütünleşeceksiniz.

Sri Bhagavan about the “Phases of Life”