Şifacının Deneyimleri

Bir hastayı tedavi ederken, içinizde farklı sezgilerin, hislerin, imajların ya da hareketlerin oluştuğunu görebilirsiniz. Bu, tamamıyla doğaldır. Ruhsal enerjiye kanallık etmek ve onun sizin aracılığınızla iş görmesine izin vermek suretiyle kendi içinize ve diğer varlıklara karşı daha açık ve hassas bir hale gelmiş olursunuz.


Kendinizi farkına bile varmaksızın bağlantıya geçmiş bir halde enerjinin farklı tezahürlerini deneyimlerken bulabilirsiniz. Genel olarak bu tür tecrübelere aldırmayın ve pek önem vermeyin. Bunlar sadece tezahürlerdir ve kendi içlerinde pek önemli değildirler. Sakinlik içerisinde çalışmamıza konsantre olarak deneyimlediğiniz her şey çözümlenecektir. Bu tür deneyimlere özel bir dikkat sarf etmek ya da bunların gücünüzün önemli bir işareti olduğunu düşünmek, aslında sizi açık bir kanal olmaktan alı koyacaktır.

Ellerin Bedenden Uzaklaştırılması
Çalışma sırasında ellerinizi bedenden yaklaşık 4-5 cm uzaklaşmiş durumda bulabilirsiniz. Bu, her insanın etrafında bulunan enerji alanıdır. (Eğer elleriniz 5 cm'den fazla uzaklaşırsa tekrar yaklaştırmalısınız.) Ellerinizi - doğal olarak bedene geri dönmedikçe - bu mesafede tutabilirsiniz. Tüm tedavinin bu şekilde yapılması olasılığı vardır. Fakat bunun kendi süreci içerisinde gelişmesine izin vermelisiniz. Yapmanız gereken ilk şey kanal olma yeteneğinizi geliştirmek ve bir başkasına güvenle dokunabilmektir.

Titreşimler
Bu oldukça sık görülür. Ellerinizde titreşimler hissedebilir (karıncalanma ya da uyuşma gibi) ya da hastanızdan bazı vibrasyonlar alabilirsiniz. Bu noktada buna fazla bir dikkat göstermeyin. Yalnızca pozisyonunuzu tamamlayın ve diğerine geçin. Ellerinizde nabız atışı gibi zonklamaları ya da enerji hislerini sıkça deneyimleyebilirsiniz. Ayrıca süptil düzeyde bazı hareketleri ya da tenin veya kemiklerin belirgin hareketlerini hissedebilirsiniz. Böyle durumlarda hiç telaş etmeyin. Bu, sadece enerjilerin dengelenmesiyle ilgilidir. Fark edin, kendi haline bırakın ve müdahale etmeyin;

İzlenimler
Çalışmalarınız sırasında çeşitli imajlar görebilirsiniz. Bu imajlar, renkler (özellikle mor ve yeşil), dinsel semboller, şifa sembolleri, doğa manzaraları ya da organlar olabileceği gibi bedenin üzerinde çalıştığınız hasta bölgesi olabilir. Bu izlenimleri de sadece fark edin. ve pek üzerinde durmayın. Bunlar sadece sizin açıklığınızın göstergesidir.
Bazı durumlarda bir ses "duyabilir" ya da kuvvetli bir izlenim alabilirsiniz. İçsel rehberiniz size tedavi ettiğiniz hastanın rahatsızlığını, bu rahatsızlığın temel sebebini ve nasıl yardımcı olacağınızı söyleyebilir, Aynı zamanda rahatsızlığın azaldığını ya da geçtiğini "bilebilirsiniz". Sezdiklerinizi hastanıza söyleyip söylememe hususunda kendi yargınızı kullanın.
Şifacıların birçoğu hastalarına, rahatsızlığın ne olduğunu ve psişik olarak neler hissettiklerini söylemeye aşırı meraklıdırlar. Bu, hastanın zihninişifacının yorumuna odaklar ve onu sınırlandırır. Ayrıca bu tutum, hastanın içsel enerjisini iyileşme gücü olarak kabul etmemek anlamına gelir. Her ne kadar hastaların pek çoğu rahatsızlıklarının ne olduğunu bilmek isteseler de eğer hayat enerjisinin etiketlere, tanımlamalara ya da yorumlara gerek duymaksızın dengeyi yeniden kurabileceğine güveniyorsak- bunu söylemenin uygun olup olmadığını kendi kendimize sormamız gerekir. çoğu zaman sessiz kalmak ve iyileşmenin kendi yolunda ilerlemesine izin vermek daha uygundur. Çünki hasta, iyileşme için rahatsızlığın ne olduğunu bilmek zorunda değildir. Kaldı ki bunu bilmek onda merak, karışıklık ya da kuruntuya sebep olabilir. Netice olarak, sezdiğimiz sorunu birilerine söyleyerek yapıcı bir iş başarmış olmayız. Yalnızca ruhsal gücümüzden dolayı kendimizi tatmin etmiş oluruz! Alçak gönüllülüğü ve Yukarıya güveni sürdürebilmek kolay iş değildir.
Eğer hastanın kendi durumu hakkında veya kendisine nasıl yardımcı olabileceği hakkında daha çok şey bilmesi ona daha derin bir rahatlama sağlayacaksa o zaman bir şeyler söylememiz gerekebilir. Öte yandan hiç bir zaman akıldan çıkarmamak gerekir ki yaptığınız şey yalnızca bir izlenimin ifadesidir, bir teşhis değildir. Siz bir tıp doktoru değilsiniz. Söyledikleriniz kesin gibi görünse de görünmese de, yalnızca telaşa sebep olmaz, aynı zamanda hastayı yanlış yöne de yönlendirebilirsiniz.

Şifacılığı öğrenmeye başladığınız ilk zamanlarda tam olarak kavramadığınız ya da yanlış yorumladığınız her türden enformasyonlar "alabilirsiniz". Örneğin, hastanızın bağırsak bölgesinde bir sorunu olduğunu kesin olarak algılarsınız. Ancak tecrübesizlikle bu rahatsızlığı hastanıza kanser ya da aynı derecede ciddi bir hastalıkmış gibi aktarırsanız şiddetli bir endişeye sebep olursunuz. Ve bu, sorunun çok yanlış bir tercümesi olabilir. Gereksiz endişeye yer vermeden, sakince tıbbi testler yapılmasını önermek daha iyi olacaktır. Hassasiyetiniz geliştiğinde ve neler olduğuna dair anlayışınız derinleştiğinde, hastanızı yerli yerinde ve objektif olarak cevaplayabilecek ve "enformasyonlarınızı" paylaşmada aceleci olmayacaksınız. Bu sahada egoyu işin içine karıştırmak son derece kolayolduğundandolayı her zaman Yukarıya ve hayatın kendisine güvenmek bunu dengelemeye yardımcı olacaktır.
Hastalarınızla konuştuğunuzda, hastalıklarını daha pozitif bir biçimde görebilmelerine yardımcı olmak için, onlara bunun değişim ve gelişim için bir fırsat olduğunu gösterin. Hastalık içsel düzeyde dengesizliğin göstergesidir. Bu sebeple bize kavradığımizdan daha derin bir denge halini meydana getirme şansı sunar. Naturopatik görüş açısından bu durum çok olumludur. Çünki rahatsızlık içeride gizli kalacağına artık kendisini açığa çıkartmıştır. Şifacılar hastalarına bu yaklaşımı kavramada yardımcı olabilirler ve böylece hastalar karşılaştıkları güçlüklerden dolayı kendilerini çaresiz ya da talihsiz bir durumda hissetmezler.

Araz Nakli
Hastanızın ağrılarını ya da hastalık belirtilerini almak ilk aşamalarda oldukça kolaydır. Böyle bir durumda kendinizi üzmeyin. Ustalaştıkça bu değişecektir. Bununla beraber bu, hoş bir deneyim olmadığı gibi sürekli bu şekilde çalışmak enerjinizi büyük ölçüde kurutabilir. Pek çok kimse bunun özel alıcı güçlere sahip olmanın bir belirtisi ya da büyük bir şifa gücünün işareti olarakdüşünürler, halbuki hiç de öyle değildir.
Bu, daha ziyade kendini kaptırmanın ve kişiselliğin göstergesidir ve kimseye yararı yoktur.Eğer hastalık belirtilerini absorbe ettiğinizi görür­seniz, hastanız gittikten sonra kendinize zaman ayırın, sakince oturun ve olanları kabullenin. Hissettiğiniz ıstırabın size ait olmadığını fark edin. Bu sizin istediğiniz bir ıstırap değildir ve size bir şey yapamaz. Uzaklaşmaya başladığını görün. Kayboluncaya kadar hafiflediğini hissedin. Bu size ait değildir ve buna ihtiyacınız yoktur.
Semptomların alınması veya alınmaması tarafsız olma yeteneğinizin önemli bir göstergesidiL Kendinizi zannettiğinizden daha mı fazla işin içine karıştırıyorsunuz? Sizi motive eden şeyler nenetlikte? Yalnızca insan­ların kendi kendilerini iyileştirebilmelerine vasıtalık eden bir aracı olmak yerine onları iyileştirmeye mi çalışıyorsunuz? "Kenara çekilebildiğiniz" ve enerjinin sizin yolunuzIa akmasına izin verebildiğiniz oranda sizi kurutan ya da karıştıran enerjilere daha az maruz kalırsınız.

Baş Ağrıları ve Bitkinlik
Bu, aşırı çabalamadan kaynaklanır. Kanal olabilme yeteneği zamanla gelişecek bir şeydir. Bunu zorlamaya çalışmayın. Deneyimle kapasitenizin sınırlarını öğreneceksiniz. Bunu zorlayarak hiç kimseye yardım edemezsiniz. Kendinize bakmak, gelen herkesi iyileştirebilmeyi düşünmekten daha önemlidir. Acele etmeyin, adım adım ilerleyin ve ihtiyaç duyduğunuzda dinlenin. Bitkinlik, genellikle ruhsal enerji yerine kendi enerjinizi vermenizden kaynaklanır. Her şeye rağmen yeni bir tekniği öğrenmek ve uygulamak zaman alır.
Baş ağrısı; stres, gerilim, kabızlık ya da toksinleriri birikmesinden kaynaklanabilir. Ya da aşırı gayret gösterrnekten ileri gelebilir. Gevşeyin. Kendinizi olduğunuz gibi kabul edin ve sevin. İç sükünetinize geri dönün. Zorlayarak, çabalayarak bir şeyelde edemezsiniz. Kendinizi zorladıkça daha az başarılı olursunuz. İstediğiniz gibi olmadığında üzülmenize gerek yoktur. Rahatlama, size, sürekli olarak kendinizi iteklemekten çok daha fazla yardımcı olacaktır.

Sıcak / Soğuk / Yoğun / Akışkan

Bu tarz hissedişler gayet normaldir. Isı derecesi bedenin değişik bölgelerinde -sıcaktan soğuğa- değişecektir. Bazı bölgeler akışkan, yumuşak, hareket etmesi kolay hisler verirken diğer bazı bölgeler yoğun, sert ve zor hareket edilebilir olarak hissedilebilir. Fark edin ve aldırmayın. Bu tür imajlara takılmak kişiselliğin karışmasına yol açar. Bu hissettikleriniz çeşitli enerji bölgeleridir ve verdiğiniz tedaviyi etkilemez.

Ruhsal Şifa El Kitabı - Georgia Regan - Debbie Shapiro


Sosyal Ağlarda Paylaşın