Reiki Araştırmaları

Bir süredir ellerle şifa alanında bilimsel araştırma sürdürülmektedir. Reiki’nin ve Reiki gibi şifa tekniklerinin yararlarını onaylayan bir kaç deney vardır. Bu deneylerin daha ilginç sonuçlarından bazıları bunların pozitif sonuçlarının plasebo etkisinden daha fazlasından geldiğini gösterir, diğerleri alıcı ve gönderici arasındaki uzaklık ne olursa olsun yararların azalmamasından, enerjinin doğasında fiziksel – olmadığını gösterir. Aşağıdakiler daha ilginç olan birkaç deneydir.

Bir hemşire olan Wendy Wetzel yönettiği bir Reiki deneyini raporunda tanımlıyor, “Reiki Şifası : Fizyolojik Bir Perspektif”. Onun çalışmasında, 48 insan bir deney grubunu oluşturmuş, 10 kişi de kontrol grubunu oluşturmuş. Her iki gruptan başlangıçta ve deneyin bitişinde kan örnekleri alınmış. Deney grubu Birinci Derece Reiki eğitimi aldı. Kontrol grubu Reiki eğitimine dahil edilmedi.

Kan örnekleri hemoglobin ve hematocrit değerler için ölçüldü. Hemoglobin oksijen taşıyan alyuvarların parçasıdır. Hematocrit alyuvarların toplam kan hacmine oranıdır. Reiki eğitimi alan deney grubundaki insanlar bu değerlerde yüzde 28 artış ile önemli bir değişim deneyimlediler, kalanı bir azalma deneyimledi. Reiki almayan kontrol grubundaki insanlarda önemli bir değişiklik olmadı. İster artma, ister azalma olsun bu değişimler bireysel temelde denge getirmek olan Reikinin amacına uymaktadır.

Bir kişi bu değerlerde % 20 artış deneyimledi. O kendini her gün Reiki ile tedavi etmeye devam etti ve üç ay sonra, ondaki artış sürdürüldü ve gerçekte gelişmeye devam etti. Bu gelişme onun için uygundu, onun demir eksikliğine bağlı kansızlık sorunu vardı.

Reiki’ye benzer bir tekniği kullanan başka bir deney de hemoglobin değerlerini artırma yeteneğini göstermiştir. Bir tıp doktoru olan Otelia Bengssten, M.D. 79 hasta grubu ile bir deneyi yönetti. Hastalar birlikte pancreatitis, beyin tümörü, emphysema (emboli şişmesi), çoklu endokrin hastalıkları, rheumatoid artrit ve congestive kalp rahatsızlıklarını’ı içeren teşhis edilmiş hastalıkların geniş bir aralığına sahipti. Ellerle şifa tedavileri 46 hastaya verildi, 33 ü kontrol grubunu oluşturdu. Tedavi gören hastalar hemoglobin değerlerinde önemli artışlar gösterdiler. Etki o kadar güçlü idi ki, hatta hemoglobin değerlerinde azalışa neden olan kemik iliği – süpressif maddeler ile tedavi edilen kanser hastaları hemoglobin değerlerinde artış gösterdi. Hastaların çoğunluğu ayrıca semptomların azaldığını veya tamamen ortadan kalktığını bildirdi. Hem bu deney hem de yukarıdaki diğer deney, şifacıların basitçe iyi olma hissi yaratmalarından çok hastalarda gerçek biyolojik gelişmelere neden olduklarını gösterir.

Ellerle şifa New York’taki St. Vincent tıp merkezinde gerçekleştirilen deneyler ile onaylandı. Deney Güney Carolina Üniversitesinde hemşirelik bölümünün yardımcı yöneticisi olan Janet Quinn tarafından gerçekleştirildi. Bu deneyin dizaynı plasebo etkisini dışarıda bırakır. Otuz kalp hastasına, endişe seviyelerini belirlemek için 20 sorudan oluşan psikolojik bir test verildi. Sonra, bu hastalara ellerle şifada eğitimli bir grup tarafından terapi uygulandı. Hastalardan bir kontrol grubu da ayrıca, eğitim almış olanların uyguladığı aynı el pozisyonlarını taklit eden yalandan şifacılar tarafından tedavi edildi. Eğitimli uygulayıcıların uyguladığı sadece beş dakikalık tedaviden sonra endişe seviyeleri yüzde 17 azaldı, ama taklit tedavi uygulananlarda herhangi bir etki olmadı.

Orinda, Kaliforniya’daki Healing Sciences International’den Daniel Wirth, Reikiye benzer bir şifa tekniği içeren çok sıkı kontrol edilen bir deney yönetti. Kırk dört erkek kolej öğrencisi, bir doktor tarafından sağ ve sol omuzlarına kasten yapılmış küçük yaralar aldılar. Sonra 23 tanesi Reikiye benzer bir şifa aldı ve diğer 21’i bu tedaviyi almadı. Tedaviler, plasebo etkisi olasılığı dışarıda bırakılacak şekilde yapıldı. Kırk dört öğrencinin tümü kollarını duvarda açılmış bir delikten içeriye uzattılar. Diğer odada, şifa alanlar için eğitimli bir şifacı vardı ve dokunmadan uzaktan şifa verdi. Şifa almayanlar için, odada hiç kimse yoktu. Hem öğrencilere hem de yaraları oluşturan doktora, iyileşme hızlarını değerlendirdikten sonra deneyin bedenin elektriksel iletkenliği ile ilgili olduğu söylendi. Hiç biri deneyin şifa ile ilgili olduğunu bilmiyordu. Yaraların iyileşmesinin hızının ölçümleri sekiz ve on altı gün devam etti. Sekiz günden sonra, tedavi gören grupların yaraları yüzde 93.5 oranında iyileşirken, tedavi görmeyenlerinki yüzde 67.3 oranında iyileşti. On altı günün sonunda figürler 99.3 ve 90.9 idi. Öğrenciler bilgi aldıktan sonra, deneyin gerçek doğasını bilmediklerini ve şifacı ile temas hissetmediklerini belirtti. Öğrencilerin şifanın gerçekleşmesini ummalarının olasılığı dışarıda bırakılmıştı.

Colorado Üniversitesinden Dr. John Zimmerman bir SQUID (Süperiletken Kuantum Girişim Cihazı) kullanarak, hastalar üzerinde şifa uygularken eğitimli şifacıların ellerinin etrafında geri plandaki gürültüden yüzlerce kat daha güçlü manyetik alanların yaratıldığını keşfetti. Eğitimli şifacılar ile gerçekleşen bazı özel şeyleri belirten aynı hareketleri yapan yalancı şifacılar tarafından aynı alanlar yaratılmadı. Eğitimli şifacıların ellerini çevreleyen manyetik alanların frekansları alfa ve teta aralığında idi, bu meditatörlerin beyinde görülen frekanslara benzerdir.

Montreal’daki McGill Üniversitesinden Dr. Barnard Grad bitkiler üzerinde psişik şifa enerjilerinin etkisini test etmek için arpa tohumları kullandı. Tohumlar kaplara ekildi ve filizlenmelerini ve büyümelerini önleyen tuzlu solüsyon ile sulandı. Detaylı çifte – kör koşullar tesis edildi, tohumların bir grubu psişik bir şifacı tarafından işlem gören (tedavi edilen) tuzlu solüsyon ile sulandı. Tedavi edilen tuzlu su, on beş dakika mühürlü bir kap içinde şifacı tarafından tutuldu. Diğer tohumlar işlem yapılmayan tuzlu su ile sulandı. Bitkileri sulayan kişi, hangi grubun tedavi edilen tuzlu suyu aldığını, hangi grubun tedavi edilmeyen tuzlu suyu aldığını bilmiyordu. Şifacının tedavi ettiği tuzlu su ile sulanan bitkiler daha çabuk büyüdüler ve daha sağlıklı oldular, % 25 daha fazla ağırlığa sahiptiler ve daha yüksek klorofil içeriğine sahiptiler. Bu deneyler Dr. Grads’ın laboratuarında ve diğer laboratuarlarda kopyalandı.

Dr. Grad çeşme suyunu ve bitkileri içeren benzer deneyler yaptı. Mühürlü su kapları tutması için psişik bir şifacıya verildi ve bazı mühürlü su kapları da tutmaları için ciddi şekilde depresif hastalara verildi. Şifacı – tarafından tutulan su ile sulanan bitkiler hızlı bir büyüme hızına sahipti ve hastalar tarafından tutulan su ile sulanan bitkiler, kontrol grubu ile karşılaştırılınca büyümelerinde azalmaya sahipti.

Bitkileri içeren bu deneyler, psişik şifanın plasebo – olmayan doğasını onaylamaya ek olarak, bilimsel olarak şifa enerjilerinin daha sonra kullanılması için suya depolanabileceği kadim metafiziksel anlayışını bilimsel olarak onaylar.

Psişik şifacı Olga Worrall’ın dahil edildiği başka bir deneyde, Dr. Robert Miller çavdar çiminin mikroskopik büyüme hızını ölçmek için elektromanyetik bir transdüktör kullandı. Cihaz saatte bir inç (2.5 cm)in binde biri doğruluğa sahipti. Dr. Miller deneyi laboratuarında tesis etti ve sonra herhangi gereksiz rahatsızlığı elimine etmek için laboratuardan çıktı ve kapıyı arkasından kilitledi. 960 km uzakta bulunan Olga’dan o akşam tam saat 9 PM de test edilen bitki için dua etmesi istendi. Dr. Miller ertesi gün laboratuarına geri döndüğünde, test ekipmanı saat 9 PM e kadar, saatte bir inçin binde 6.25 i kadar normal sürekli büyümeyi kaydetmişti. Saat 9 PM de kayıt yukarıya doğru sapmaya başlamış ve saatte bir inçin binde 52.5 i kadar yükselmiş, artış yüzde 840 ! Bu artan büyüme hızı sabaha dek sürmüş, sabah azalmaya başlamış, ama asla kendi orijinal seviyesine (6.25 e) geri dönmemiş.

Spindrift grubu dua ve bitkileri içeren geniş araştırmalar yaptı. Bunların sonuçları dua edilen bitkilerin daima dua edilemeyenlerden daha hızlı büyüdüğünü ve daha sağlıklı olduklarını gösteriyor, her iki bitki grubu aynı koşullara sahip olduğunda ve dua edilen bitkiler kilometrelerce uzakta olsa bile. Bu sonuçlar uzaklığa bağlı olmadan süreklidir (istikrarlıdır) ve tekrar tekrar gerçekleşmiştir. Bunlar Robert Owen’ın, “Niteliksel Araştırma : Erken yıllar” kitabında tanımlanmıştır :

Onların araştırma çalışmasının ilginç sonuçlarından biri şu ki, dua yönlendirmeli olmadan yapıldığında, yani bitkiler için dua özel bir sonuç yerine basitçe genel iyi – olma için yapıldığında en iyi sonuç alınmış, belli büyüme hızı veya toplam yükseklik olarak.

Reiki ve Reiki gibi şifa tekniklerini tanımlamak için daha çok deneyler yapılmakta ve bilimsel teoriler geliştirilmektedir. Biz milenyum boyunca ilerlerken, daha hassas ekipmanlar ile artan ilgi , bilimin Reiki realitesini daha tam olarak anlamasını, onaylamasını ve kabul etmesini sağlayacaktır. Bu gerçekleşirken, Reiki’nin ve diğer elle şifa tekniklerinin bireylerin kendileri ve aileleri için, ayrıca hastanelerde ve muayenehanelerde kullanılmasının arttığını göreceğiz. Sağlığın doğasının ve tüm yaşamın birliğinin daha derin anlaşılması ıstırabın azalmasını sağlayacak ve dünyayı yaşamaya daha değer bir yer yapacak. Bunu zihinde tutarak, Reikinin ruhunun başkalarına yardım etmesine ve gezegeni iyileştirmesine devam etmek için motive olalım.

William Lee Rand


Sosyal Ağlarda Paylaşın