Lakota kültüründe, her zaman her şeye teşekkür ederiz. Uyanırız, sabahı selamlarız ve yeni bir gün doğumunu bize getirdiği için şükrederiz. Dışarıya bakarız ve Unci Maka’ya (Dünya, Gaia) ve tüm güzelliğine teşekkür ederiz. Yemek zamanı geldiğinde, kahvaltımızın ve Wakalyapi’nin (kahve) bir bölümünü şükran duası ile ruhlara veririz. Sonra, başlamak üzere olduğumuz muhteşem gün için dualarımızı sunarız. Yemeğimi yemiş ve güne başlamaya hazır olduğumda, bir sürü şeye çoktan teşekkür etmiş olurum!
Ve bundan başka bir şekilde yaşamak da istemem.
Yaratan’ın yaptığımız, gördüğümüz, deneyimlediğimiz her şeyden sorumlu olduğuna dair farkındalık, bizim doğuştan gelen bir parçamızdır, bu bizim kültürümüzün kumaşında vardır. Bu bizim ayaklarımızı yere sağlam basmamızı sağlar, bizi alçakgönüllü kılar, bizi Ice Wicasa ya da Ice Winyan, yani sıradan kadın, sıradan adam yapar. Bize etrafımızdaki hiçbir şeyden daha iyi olmadığımızı, sadece onlardan büyük olduğumuz için çayır ya da çakıllara hükmetmediğimizi hatırlatır.
Ben bunun Lakota olsun, olmasın bütün insanoğulları için bir ders olduğunu hissediyorum. Wasicu (Avrupa, Orta Doğu yani eski dünya) toplumlarında bu unutulmuş görünüyor, ya da belki de hiç buna sahip olmadılar. Onların kadınlar ve diğer milletlerle olan geçmiş ve şimdiki tarihlerine bakılırsa, sanırım hiç sahip olmadılar…
Lakotalar için, en çok kullanılan mantralardan biri “Mitakuye Oyasin” dir. Yani “hepimiz birbirimize bağlıyız” (ya da akrabayız) Her birimiz, kim olursanız olun (kişi), ne olursanız olun (çim, ağaç ya da kaya), aynıyız, biriz. Kimse bir diğerinden daha iyi değil. Bizim hayatlarımız GERÇEKTEN dairesel ve evet, her şey ama her şey bir başka şeye bağlı. Bazıları akraba der, ben bir ağ gibi örülmüş demeyi seviyorum, çünkü gerçekten de öyle…”
Mary Black Bonnet
Mitakuye Oyasin – Bütün İçin Dua
Bütün Akrabalarım. Bugün hayat çemberi içerisinde kendimle beraber sizleri onurlandırıyorum. Bu duada sizlerden de bahsetme fırsatı için şükrediyorum.
Yaradana, bu muazzam hayat armağanı için teşekkür ediyorum.
Kemiklerimi ve yaşam deneyimimin bütün temellerini inşa eden ve koruyan Mineral/Toprak Nesline teşekkür ediyorum.
Bedenimi ve organlarımı destekleyen, güçlendiren ve hastalıklar için şifalı otlar sunan Bitki Nesline teşekkür ediyorum.
Beni kendi etiyle besleyen ve hayat yolunda bana sadık yoldaşlığını sunan Hayvan Nesline teşekkür ediyorum.
Dünya hayatının kutsal çemberinde birer ruh olarak benimle aynı yolu paylaşan İnsan Nesline teşekkür ediyorum.
Hayatın iniş-çıkışları arasında görünmez rehberlerim olan ve çağlar boyunca ışığın fenerini taşıyan Ruh Nesline teşekkür ediyorum.
Değişimin ve büyümenin Dört Rüzgârına teşekkür ediyorum.
Hepiniz benim bağlarımsınız, akrabalarımsınız, sizler olmadan hayatta olamazdım. Hayat çemberinin içerisinde hepimiz beraberiz, birlikte varoluyoruz, birbirimize muhtacız, kaderlerimizi birlikte yaratıyoruz. Biri diğerinden daha önemli olmayacak şekilde. Bir nesil diğerinden evrilerek ama hâlâ bir üsttekine ve bir alttakine ihtiyacı olacak şekilde. Hepimiz Büyük Gizemin parçalarıyız.
Bu hayat için teşekkür ederim.
Aho / Âmîn
2012 © GoldenReiki. Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Programlama Burak Değerliyurt